TBMM Olaylı Anayasa Görüşmeleri

TBMM Olaylı Anayasa Görüşmeleri

TBMM 1920 de olağan üstü şartlarda kurulmuş, çok yoğun tartışmalı konular geçirmiştir. Fakat böyle fiili sahnelere TBMM şahit olmamıştır. Gerginliğin, tansyon yüksekliğinin anlaşılabilir bir tarafı var. Yani Türkiye gerçekten şuanki parlementer sistem yerine Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiyor yani yürütme organının parlemonto içerisinden çıkması yerine doğrudan halk tarafından seçilen bir Cumhurbaşkanı ve yine doğrudan halk tarafından seçilen bir parlemento sistemini geçiyor. Bu bir yönetim sistemi değişikliğidir. Bunun tartışılıyor olması gayet normaldir. Ama gönül isterki o meclisin meselki çoğulcusu hukukculardan oluşur. Gönül isterdi ki Kamu Hukuku tarafından Anayasa Hukuku tarafından kürsiye getirilsin tartışılsın. TBMM'deki kavgaların birinci sebebi hiçbirimizin birbirimize sokakta söylemeyeceğimiz hakaretlerdir. Bir insanın bir insana hakaret etmesi seçildiği partine olursa olsun bu doğru bir şey değildir. İkincisi fikri olmayanların yapacağı yoldur hakaret. Son olarak yaşadığımız büyük gerginlik milletin gözü önünde cereyan ediyor. CHP partisinin kurduğu düzenekle bazı kanallar yayın yapıyor. Kürsüyü işgal edip ve çalışmaları kitliyecez. Meclisteki son hadisenin sebebi bu idi. Ak Partili arkadaşların kürsünün çalışması için bir girişimde bulunuldu. Birebir konuşmalarımızda asla birbirimize yakıştıramadığımız asla tahmin bile etmediğimiz hadiseler, hakaretler ve fiili vurmalar gördük. Genel Başkan Yardımcımızın burnu kırıldı, başka bir arkadaşımızın ayağında diş izleri var, CHP'li bayan bir vekilin döşünde izler var. Bunlar Türk milletine yakışır görüntüler değil, bizim milletimizin her konusu o mecliste tartışılabilir. Kürsü dokunulmazlığı bunun için var. O kürsüde en aykırı şeyler söylenebilir ve o en aykırı şeylerden dolayı kimse cezai soruşturmaya uğramaz. 

Görüşmeye ilk başlandığında gizli oy ilkesi ihlal edildiği için gerginlik yaşanıyordu. Bir Hukukçu olarak buna ne diyorsunuz? Çünkü şöyle görüşlerde var. Ben zaten imzamı teklife koyarak durumu pozisyonumu ortaya koydum. Dolayısıyla oyumu açık etmemde bir sakınca yok şeklinde yorumlar da var. Nedersiniz?

Kaynak: "Tabi burda oy kullanacak kişi tam bir hak olduğunu  söylemek gerekir. Oy kullanacak kişi hiç bir baskı altında kalmadan oyunu rahatca kullanabilsin diye gizli oy düzenlemesi yapılmıştır. Millet vekili oyunu hiçbir baskı altında hissetmeden kullanabiliyorsa hiç kimseyi itham altında bırakmamak lazım. Anayasa mahkemesi 2010 yılında bildiğiniz gibi ozamanda 26 maddelik bir değişiklik yapmıştık. O zamanda ben millet vekiliydim. Rahmetli Kamer Genç ozaman gizli oy ihlal ediyorsunuz diye her oylama sırasında itiraz ediyordu. Başkanlık divanında ben oy kabinlerini hazırladım, oy pusulalırını hazırladım, zarflarını hazırladım. Benim yapabileceğim başka bir şey yok ki. Sonra olay Anayasa mahkemesine götürüldü ana muhalefet partisi tarından. 

Gizli oylamayı ihlal ediyorsunuz diye ithamda bulunanlar ilk günden itibaren cep telefonlarıyla çekim yapıyorlar. Niye benim hangi oyu kullandığımı birileri kamerayla çekme hakkına sahip olsun. "

Bu tavrın önüne geçilmesi için Meclis TV nin sürekli yayın yapması söz konusu olabilir mi?

Kaynak: "Meclis TV nin yayınlarıyla ilgili yapılan düzenleme, meclis genel kurulunun teorik olarak açık olduğu Salı, Çarşamba, Perşembe günleri meclisin açık olduğu saatlerde 15-19 arasında yayın yapmasını öngörüyor. Bunun istinası bütçedir. Ben kişisel olarak şeffaflıktan yanayım. Milletin gözü önünde oylamanın yapılmasından ben bir çekince duymam. Ben bir mahsur görmem. Zaten millete götüreceğimiz anayasa metnidir. Zaten meclisin tutanakları herkese açık kapalı otum olmadığı sürece. Ben şahsen bir engel görmem ama şöyle bir sakıncalar doğdu. 23. Dönemde biz millet vekili iken Meclis TV meclisin açık olduğu bütün saatlerde yayın yapıyordu. Bu defa kürsüde olanlar orda millet vekillerine hitap etmesi gerekenler Tv izleyenlere karşı adeta kendi siyasi partinin toplantısındaymış gibi konuşmalar başlamıştı. Bu defa konunun muhtevasından uzaklaşılıyordu." 

Bu arada erken seçim tartışmasının içerisindeyiz. Sayın Bahçelinin açıklamalarıyla başladı. Bugünde Cumhurbaşkanın ifadeleri de var "Erken seçimi hiçbir zaman uygun görmedik, Parlemento çalışamaz hale gelirse bunlarda düşünülür" dedi. Ne diyorsunuz bu tartışmalara?

Kaynak: "Erken seçim hangi sebeplerle gündeme gelebilir? En sondan başlarsak meclis çalışamaz hale gelirse, bir büyük kriz çıkar ancak bunu milletin iradesi aşabilirse mesela 2007'deki 367 uydurma bahanesi ile Cumhurbaşkanına seçim yaptırmayınca millet bu işi çözer diye seçime gidildi. Hükümetler için önemli 2 hadise vardır. Güven oyu ve bütçedir. Şimdiki mevcut Anayasal sisteme göre. Güven oyu alamazsa hükümet, yerine yenisi kurulamazsa seçim gündeme gelir. Bütçesi onaylanmazsa seçim gündeme gelir. Şimdi ortada hükümetin güven oyuna yönelik bir hadise yok, bütçesine yönelik bir hadise yok, yönetilemeyen bir meclis yok, yönetilemeyen bir siyaset yok, yönetilemeyen bir ülke yok erken seçimin gündemde olmadığını sayın Başbakanımız, Genel Başkanımız defalarca söyledi. İşadamlarına söyledi, basına söyledi, parti grubuna söyledi, kamuoyuna söyledi. Onun tabiriyle "2019'a kadar seçim meçim yok, herkes işine baksın" dedi. Ortadaki hadise Akparti grubunun tek başına değiştirebileceği bir Anayasa değişikliği teklifi değilki. Zaten bizim sayımız 316 kişi. Biz 316 kişi ile 330'u bulamazsak seçime gideceğiz diye bir şey söyleyebilirmiyiz. Bu hükümetin meclise sunduğu bir tasarı değil ki. Bu millet vekillerin bir teklifi. Siz bu paketi geçiremediniz seçim zorunlu oldu değil.

Etiketler:
  • Yorumlar
  • Yorum Yap